Skip links

Neden Danışmanlık Almalısınız

Konusunda tecrübeli birinden alınan danışmanlık hizmetinin sağlayacağı faydaları sıralamadan önce, ‘Danışmanlık’ işinin ne olduğuna kısaca bakalım. Danışman kelimesinin Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde karşılığı; bilgi ve düşünceleri alınmak için kendisine başvurulan kimsedir. Danışmanlık ise bilgi ve düşünce satma işi.

Ülkemizde dışardan gelen bilgiye pek önem ve dikkat verilmiyor maalesef. Kendi işimizi en iyi biz bilir ve yönetiriz anlayışı hakim. Bir işi çok uzun süredir yapıyor olmanız kuşkusuz büyük avantajlar sağlar. Fakat bazı noktalarda da kendiniz, şirketiniz veya sektörünüze karşı görüş bozukluklarına sebep olması kuvvetli ihtimaldir.

İşletme Körlüğüne Çözüm Olarak Danışmanlık

İşletme körlüğünün, işin bir alanına fazlaca odaklanmaktan kaynaklandığını söyleyebiliriz. Dikkat ve yoğun zamanınızı ayırdığınız parçayı zamanla bütünün kendisi gibi hisseder, büyük resmi yitirmeye başlarsınız.

Dikkatinizi satış kanallarınıza odakladığınızı düşünelim. Çok çalışıp onlarca yeni şehir ve mağazada ürünlerinizin yer almasını sağladınız. Şirketin bu işi ne kadar iyi yaptığını gösterip herkesi motive etmek için de sürekli bu başarıyı anlatıyorsunuz. Her toplantıda mutlaka sektörde en çok satış noktasına sahip firma olduğunuz konuşuluyor. Tanıtım filminizin ilk üç dakikası, kataloğunuzun ilk 7 sayfasında bu var. Satış hacmi ve cirolarınız hergün yükseliyor. Herşey ne kadar da güzel değil mi?

Hayır, aslında bazı şeyler değil! Çünkü tüm dikkatinizi satış noktalarına odaklayıp üretimi ihmal ettiniz. Sonuçta daha çok noktaya maliyeti daha yüksek, belki de kalitesi daha düşük ürün göndermeye başladınız.

Yöneticileriniz sorunları çokca dile getirdi ama siz satış noktalarınızı övmekle meşguldünüz. Nihayet bütün çalışanları istediğiniz yöne odaklamayı da başardınız. Fakat bu sırada aksaklıklar dile getirilmez, görse de önemsenmez zaman içinde de farkedilmez oldu. Buyrun size şirket içi işletme körlüğü.

Sektörel Körlük

1888 yılında kurulan, elde taşınabilen ilk fotoğraf makinasını üreterek herkese fotoğraf çekebilme fırsatı veren ve ilk dijital kamerayı icat eden Kodak markasına en son ne zaman rastladınız?

Fotoğrafçılığın efsane markası Kodak, Ocak 2012’de yaptığı iflastan korunma başvurusunun ardından tüketici ürünleri pazarından çekilerek ticari ve endüstriyel çözümlere odaklanacağını açıkladı.

Evet, onlarca yıldır başımızı çevirdiğimiz her yerde logosunu gördüğümüz, duygulandıran anılarımızın basılı durduğu kağıtları üreten, 1996 yılında 16 milyar USD gelire ulaşmış bu dev neredeyse yok oluyordu. Bunun nedeni ise yaptığı işe çok fazla odaklanıp sektörüne karşı körlük yaşamış olması.

Kodak’ın çöküş nedeni olarak iki sebep öne çıkıyor.

Birincisi dijital kamera pazarındaki gelişmelere karşı tutumu. Şirket dijitalin ilerleyişini reddetmeyip dijital ürünler de geliştirmiş, fakat güçlü olduğu fotoğraf filmi ve baskı kimyasallarını savunarak 100 yıldır yaptığı şeyi bırakmak, geleneklerinden kopmak istememişti. Hatta dijitalin yükselmeye başladığı 90’lardan az önce, 1988’de bir ilaç şirketini 5.1 milyar USD’ye satın alarak kimya alanında becerisini artırmak, çok daha kaliteli fotoğraf filmleri üretmek istemişti.

Dijitalin patladığı 2000’lere gelindiğinde her sene yeni modeller tanıtan büyük rakipler pazardaydı. Kodak ise büyük işten çıkarma ve borsa endeksinden atılma gibi konularla gündemdeyken kendini dijital kamera pazarında konumlamaya çalışıyordu.

Gösterilen ikinci sebepse burada gözümüze çarpıyor. Kodak tüketicinin zihninde film ve baskı demekti. Bu algı onlarca yılda oldukça güçlenmiş ve değişmesi zor haldeydi. Dünyaca ünlü pazarlama yazarı Al Ries yalnızca yeni bir marka ismi ile pazara çıkmak bile Kodak’ı kurtarabilirdi diyor. Fakat Kodak burda da büyük resmi kaçırmışa benziyor.

Danışman dışardan bir gözdür

Kodak’ta bu süreçte neler konuşuldu bilmiyorum ama, hikayesinin arada bir kafayı kaldırıp; neler oluyor, biz ne yapıyoruz ve hangi yöne gidiyoruz sorularını sormazsanız başınıza gelebilecekleri çok iyi özetlediğini düşünüyorum. Bu sorgulamaya giriştiğinizde ise mutlaka şirketiniz içindeki alışkanlıklardan etkilenmeyen uzman bir dış göze danışın.

İyi bir danışman büyük resmi hatırlatıp doğru yönde kalmanızı sağlar. Hedef yolunda rehberlik eder. Bu rehberlik mevcut faaliyetlerinizi daha verimli sürdürmeye yönelik ya da hiç tecrübe etmediğiniz bir alanda olabilir.

Danışman rehberdir, doğru yol ve araçları gösterir

Çok satış noktasına sahip firmamıza dönelim. İç sorunları tespit edip giderdik, ürün kalitesini de yükselttik. Fakat fiyatımız değişmemesine rağmen satışlarımızın artmadığını, hatta son aylarda azaldığını farkettik. Sektörü incelediğimizde gördüğümüz, müşterilerin artık satın alma öncesi internette araştırma yaptığı oldu. Bizim ise internette hiçbir varlığımız bulunmuyor.

İnternette var olmalısınız! Fakat nasıl? Bu yeni dünya hakkında kişisel kullanımınız dışında hiçbir bilgiye sahip değilsiniz. Neyi hedeflemeli, nerden başlamalı, ne kullanmalısınız? İçinizden biri bu işi yapabilir mi, yoksa yeni ekip mi kuracaksınız? Ya da birkaç ajansla anlaşıp rahatınıza mı bakacaksınız? Öyleyse bile hangi kapıları çalacaksınız?

Gireceğiniz herhangi yeni bir alanda deneme-yanılma yöntemiyle ilerlemek genellikle büyük para ve zaman kayıplarına yol açar. Ana işinize odaklanıp sürdürmenizi de zorlaştırır. Bunun yerine nobel ödüllü edebiyatçı Bernard Shaw’ın da değindiği gibi başkalarının aklını da kullanma seçeneğine sahipsiniz.

Adım atacağınız yeni alanlarda bilgiye sahip uzmanlar geçmiş tecrübelerinin de yardımıyla ileriyi görmenize yardımcı olur. Başladığınız günden sonuca kadar başınıza gelecekler hakkında sizi bilgilendirir, yönlendirir. Sıkıştığınız alanlardan hızlıca kurtarır. Doğru kararlar vermenizi sağlayarak para ve zaman kaybının önüne geçer.

Danışmanın Objektif Kalması Kolaydır

Danışman sizden biri olmadığından şirket içi sorunlar ve ilişki dengelerinden etkilenmez. Yani siz onun patronu ya da yöneticisi olmadığınız için eksiklerinizi rahatça söyleyebilir hatta size itiraz edebilir. Başıma iş kalmasın veya terfim zora girmesin gibi düşüncelerle gördüğü aksaklıkları gizleme eğiliminde olmaz.

Konuyu özetleyecek olursak, bir danışmanla çalışmak:

  • Maliyet avantajı ve karlılık sağlar
  • Hız kazandırır
  • Farklı bakış açıları ve yeni yöntemler katar
  • Güncel kalmanızı kolaylaştırır
  • Objektif değerlendirme ile artı ve eksilerinizi görebilmenizi sağlar

Yorum Bırak